VADE FARKI FAİZ MİDİR?
Görüş farklılığı Ebû
Hüreyre (r.a.)`den rivâyet edilen ,: “Rasûlullah (s.a.v.) bir satışta iki
satış muamelesini yasaklamıştır.” hadisine yapılan yorum farkından
kaynaklanmaktadır.
1. GÖRÜŞ :(Mezheplerin görüşü)
Elmalılı alınan ve satılan
şeylerin aynı cinsten olmamaları halinde faizden bahsetmenin mümkün
olmayacağını tespit ettikten sonra, para ile eşyanın mübadelesinden ibaret olan
satış akitlerinde vade farkının caiz olduğunu ifade etmektedir. Çünkü faiz aynı
cinsten olan iki şeyi -biri diğerinden fazla olarak veya eşit fakat veresiye
olarak- satış yoluyla değişme halinde gerçekleşebilir. On lirayı on bir lira
ile değiştirdiğimiz zaman bir liranın karşılığı yoktur ve ribâdır. Amma bir
elbiseyi peşin veya veresiye yüz liraya aldığımız zaman bunun bedeli yüz
liradır, aynı elbiseyi yüz elli liraya aldığımızda da bedeli yüzelli liradır;
burada cinsler aynı olmadığı için birinin diğerine nisbetle fazlalığından
bahsedilemez; fazlalık olmayınca da ribâ tahakkuk etmez. Ancak fâhiş fiyat
tahakkuk edebilir.
Hayrettin KARAMAN
alışverişte vade farkı konusunu şöyle değerlendirir: "Para ile, para
olmayan bir mal satıldığı zaman, peşin olsun veresiye olsun, fiyat farkından
faiz doğmaz. İslâm'ın faiz anlayışı buna müsait değildir. Burada faizden
bahsedenler aradan malı kaldırıyor, para ile parayı mukâyese ediyorlar; mesela
bir mal peşin 100 lira, veresiye 110 lira ise yüz lirayı yüz on liraya satılmış
kabul ediyor ve bunun faiz olduğunu söylüyorlar. Halbuki gerçek, vakıa bu
değildir. Hakikatte para ile para satılmamış, para ile mal satılmıştır; aradan
malı kaldırmak, paranın karşısına parayı koymak vâkıaya uymaz; farazî ve
hayalîdir, hükümler ise hayale değil hakikate bina edilir. Ayrıca içtimai,
iktisadi ve ticârî bakımdan para ile paranın mübadelesi, para ile malın
mübadelesinden çok farklı neticeler doğurur. Eğer bu mantık doğru olmasaydı
kârın da meşrû olmaması gerekirdi; çünkü bir mal 100 liraya alınmış ise bu 100
liradır; aynı malı alan yüz on liraya satarsa yüz lirayı yüz on lira ile satmış
olmaz mı? Aradan malı kaldırırsanız kâr bundan ibaret olmaz mı? Kâr mevzûunda
aradan malı kaldırmayıp, vadeli satışta kaldırmak tenâkuz değil
midir?"
2. GÖRÜŞ:
Şevkânî hadîsin
"Peşin şu kadara veresiye şu kadara" şeklindeki tefsirine dayanarak
Zeynel Âbidin Ali b. el-Hüseyn, Nâsır, Mansûr billâh, Hâdeviyye ve İmam Yahyâ
gibi müctehidler "vâde sebebiyle bir şeyin o günkü fiyatından fazlasına
satılması haramdır" dediğini yazmaktadır. Ebu Dâvud’un Ebu Hureyre
(r.a)’den rivayet ettiği bir hadiste de şöyle buyurulur: “Kim bir satış içinde iki satış
yaparsa satıcı için ya bu iki fiyattan az olanı, yahut da faiz vardır.”
Vade farklı satış faizdir ve haramdır.
İmam Malik'in ve
Serahsi'nin (el-Mebsût, cüz 13, s. 7-8)'de vade farklı satışı onaylamadıkları
yönünde de görüşler vardır.
Not: Karaman'ın
örneğinden yola çıkacak olursak;Aslında kendi örneği bile İslam’ın peşin satışı
önerdiğini gösteriyor.Çünkü 100 liralık bir mal,parayla (farklı bir cins)
peşin olarak sınırsız bir miktarda değiştirilebilir.Burada faiz değil
fahiş kar söz konusu olur.Çünkü hadisler farklı malların farklı miktarlarda
peşin değişimine onay vermektedir.
100 liralık bir malı
veresiye satan alıcıya 100 lira borç vermiş olmaktadır. Vade sonunda aldığı bu
borcun karşılığıdır.Bu nedenle de faiz gibi durmaktadır.İslam tüketim toplumu
önermediği için kişilerin olmayan parasıyla harcamalar yapması da İslam’ın
ekonomik düzenine uygun değildir.Bu metodun yaygınlaşması beraberinde
enflasyonu ve faizi getirir.Gerçekten ihtiyacı olana veresiye satış İslam’a
uygundur ve satış yapan aslında alıcıya karşılıksız borç verdiği için sevap
kazanmış olur. Şayet satıcı verdiği borcun değerinde düşmeden endişe ediyorsa
bu durum enflasyon oranında değer kaybının nasıl alınacağıyla ilgili olarak bu
yazıdaki son söz kısmında açıklanmıştır.
İslam toplumu tüketim
toplumu değildir.Tüketimi artırmak için kapitalistlerce tavsiye edilen şüpheli
yöntemlerden uzak durmak gerekir.Müslümanlar kendi sistemlerini kurmak için
uğraşmayıp kapitalist sistem içinde kaldıkları müddetçe bu tip sorunlarla
hep karşılaşacaklardır.
Ayrıca;
‘’Bir satış içerisinde iki
satış"ı yasaklayan hadise yaklaşım ve yapılan açıklama çok tutarsız
görünmektedir.Bu hadisin kapsamına şu örnek olarak verilmektedir:
Satıcı müşteriye "Şu
malı sana ya 100 YTL’ ye peşin ya da 150 YTL’ ye veresiye sattım " derse.
Böyle bir satış dünya
yüzünde hiç gerçekleşmiş midir?Böyle
satış mı olur?Hiç gerçekleşmeyen ve gerçekleşemeyecek bir örnek vererek
peygamberin de bu sözü bu konuda söylediğini idda etmek hiç
mantıklı gelmemektedir.
Ayrıca;
Yukarıda faizle ilgili
hadisler kısmında belirtilen:
“…Bu çeşitler farklı olduğu
taktirde, peşin ise dilediğiniz gibi satın”. vb. hadisler farklı malların peşin
olarak dilediği miktarda değişebileceğini anlatmaktadır.Günümüz parası da
peygamberimiz zamanındaki altın paralar gibi bir alım satım değeri ifade ettiği
için peşin olarak mallarla değişimi yapılabilir .Peşin olduğu için bu alış
veriş, rayiç bedelin üstünde de olabilir.”Dilediğince” satış budur.
Veresiye verilecekse,
rayiç bedelden fazlasının faiz olma ihtimali kuvvetlidir.Çünkü veresiye olduğu
için “dilediğince” değil, rayiç piyasa üzerinden alım satım yapmak zorundasın.
Örneğin; bugün 10 torba
çimentonun rayiç bedeli 100 lira ise; satıcı isterse 110 liradan da satabilir
alıcı da peşin olmak şartıyla alabilir.Burada satıcının fiyat takdiri söz
konusudur.
Fakat, rayiç bedeli 100
lira olan 10 torba çimentonun, fiyatı bir yıl sonra ödenmek şartıyla 110 liraya
alım satımı gerçekleşiyorsa bunun vadeden dolayı faiz olma ihtimali vardır.Burada satıcı alıcıya
100 lira borç vermiş ve karşılığında 110 lira almış olmaktadır.
Ayrıca;
Veresiye satışın tam
tersi olan selem usulu ( para peşin mal veresiye) satışla ilgili hadise
baktığımızda “İleride teslim edilecek bir malı, parasını peşin vermek
suretiyle alacak olan kimse, ölçü tartı ve vâdesini pazarlık edip öyle alsın.
(Bir rivayette) ölçüsünü ve vadesini belirtip alsın.” (Buhârî. Tecrîd-i
sarîh: 1023) erken ödeme için her hangi bir indirimden bahsedilmemektedir.O
halde geç ödeme için de artırma olmamalıdır.
Örneğin ; rayiç bedeli 100
lira olan 10 torba çimento için, alıcı parasını öder ve bir yıl sonra malı
teslim alabilir.Burada 10 torba çimentoda anlaşarak “ölçüsünü” bir yıl sonrada
anlaşarak “vadesini” 100 lirada anlaşarak “fiyatını” belirlemiş olmakta ve
hadise uygun davranmış olmaktadırlar.
Fakat peşin ödeme yaptığı
için 100 lira yerine 90 lira ödemeye kalkarsa bunun faiz olma ihtimali
şüphelidir.Oysa ki para peşin – mal peşin şeklinde bir alış veriş yapmış
olsalardı satıcı 90 liradan da az bir fiyata malını satabilir alıcı da
alabilirdi.Fakat işin içine vade girdiği zaman rayiç fiyatın ve miktarın dışına
çıkmak faiz şüphesi doğurmaktadır.